Bu Blogda Ara

26 Kasım 2010 Cuma

Çizgili Pijamalı Çocuk-Bir sınırın iki yanının hikayesi


Puan: 8/10

Dikkat: Spoiler içerir!

İkinci Dünya Savaşı dönemi yansıtan güzel bir film... Film, Nazi bir ailenin şehirdeki evlerinden kırsal kesime taşınmalarıyla başlıyor. Küçük bir oğulları ve ergen de bir kızları var. Baba üst düzey bir askerken, anne ev hanımı. Taşındıkları evin hemen yanında bir kamp bulunuyor. Kadın kampta neler yaşandığını tam olarak bilmiyor ve filmin çeşitli sahnelerinde Nazilerin benimsediği politikayı da pek sevmediğini anlıyoruz. Bu arada adamın annesi de aynı şekilde düşündüğü için oğluyla görüşmüyor. Çocuklar evde eğitim almaya başlıyorlar ve evin genç kızının hemen beyni yıkanmaya başlarken, çocuk pek etkilenmiyor. Kız, Nazi posterleri asmaya başlıyor ve papağan gibi öğretmeninin söylediklerini tekrarlayıp duruyor. Annesi ise bundan rahatsız olup, eşine söylediğinde adam her çocuğun böyle bir eğitim aldığını söyleyip, kestirip atıyor. Neyse, küçük çocuk doğal olarak askerlerin arasında kendisine arkadaş bulamayıp kendi kendine eğlenmeye çalışırken, kampın sınırında kendi yaşlarında ufak ve "çizgili pijamalı" bir çocuk görüyor. Tanışıp, çitlerin ardından bir arkadaşlığa başlıyorlar. Bu esnada kadın yavaş yavaş olanları anlayıp (kampta insanların toplu olarak yakılması vs.) kocasından nefret etmeye başlıyor. Çocuksa hala olanlara bir anlam vermeye çalışıyor. Bir gün babasının hazırladığı düzmece bir videoyu tesadüfen gizlice izliyor ve kampın son derece eğlenceli bir yer olduğunu sanıyor. Kadın sonunda dayanamayı, çocukları da alıp gitmeye karar verdiğinde, çocuk arkadaşına veda etmeye gidiyor. Fakat onun babasının kayıp olduğunu öğrenip, ona yardımcı olmak için "sınırın" diğer yanına geçiyor. Ve sonunda her ikisi de kampta yakılıyor.

Dramatik ve vurucu bir sona sahip film... Aynı yaşlarda iki çocuğun bir sınırın ötesinden birbirlerine duyduğu yakınlık, bir adımlık bir uzaklıkta olmalarına rağmen aralarındaki uçurum, neler olduğunu ikisinin de anlamaması ve anlam vermeye çalışmalarının da bir sonuç vermemesi insanın içini acıtıyor. Evlerinin hemen yanından her gün yükselen dumanın ne olduğunu anladığında, kadına empati yapmak da insana kendini çok tuhaf hissettiriyor... Filmi neler olduğunu bilmiyor ve aile bireyleriyle birlikte öğrenip, anlamaya çalışıyor gibi izleyince daha da etkili oluyor. Film, "Yaktığın kendi oğlun olsaydı nasıl hissederdin?" sorusuna da cevap veriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder