Bu Blogda Ara

29 Kasım 2010 Pazartesi

Piranha



Puan: 5/10

Orijinal piranalara bayılırım. Kült bir seridir, bu filmin de üç boyutla yeniden çevrileceğini duyduğumda çok heyecanlanmıştım. Fakat filmi izlediğimde benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Film başladıktan bir on on be dakika sonra zaten olayın sadece 3d'de bir takım kanlı sahneler ve açık saçık hatunlar göstermekten ibaret olduğunu anladım. Senaryoda tonla mantık hatası, oyuncular skandal, inanılır gibi değildi... Filme 2 gibi bir puan vermememin tek sebebi üç boyut teknolojisinin güzel bir biçimde kullanılmış olmasından ibarettir. Üç boyutlu olarak bol bol kan kusmuk görmek seviyorsanız, buyurun... Ben bol bol kafamı çevirdim izlerken...

The Book of Eli--Kıyamet sonrası inanca yolculuk


Puan: 5.5/10

Kıyamet sonrası filmler söz konusu olduğunda Mad Max'leri pek severim, onları da zombi filmleri takip eder. Dramatik, depresif ve insanlığın yeniden kurtuluşunu hedefleyen filmler açıkçası beni sıkar. Bu filmi izlerken çok sıkılmadım fakat sonrasında The Road'u izlemeyi epeyce geciktirdim. Üzerinde çok fazla yazıp çizerek, kendimi de sıkmak istemiyorum. Dolayısıyla eğer kıyamet sonrası filmlerini seviyorsanız ve filmin yavaş akması sizi rahatsız etmiyorsa, altında mesaj yatsın, inanç sorgulansın vesaire istiyorsanız, bu film size göre!

28 Kasım 2010 Pazar

Shutter Island



Dikkat: Spoiler içerir!

Puan: 7.5/10

Psikolojik gerilimler arasında sağlam bir yere sahip olacak, son derece güzel bir film. 1950'lerin ortasında geçen film, Martin Scorsese'nin en iyi filmlerinden biri olmuş. Gotik bir mekan, esrarengiz olaylar, pek çok ipucu ve zihnin derinliklerine doğru bir yolculuk... Film iki polis görevlisinin suç işlemiş akıl hastalarının bulunduğu bir adada kaybolan birini aramaya başlamalarıyla açılıyor. Film boyunca bize pek çok ipucu veriliyor, bunları sonradan bir araya getirilecek bir bulmacanın parçaları gibi görüyoruz. Fakat bulmaca açılmaya başladıkça, ortaya suçluluk duygusu, gerçekleri çarpıtma, zihnin o pek güzel oyunları çıkıyor.

Iron Man 2



Puan: 2/10

Son zamanlarda izlediğim en kötü film diyebilirim. Öylesine dayanılmaz ve sıkıcıydı ki, bir ara duvarları izlediğimi farkettim. Robert Downey Jr.'a rağmen izlenmesi olanaksız diyorum.

Robin Hood mu değil mi?



Puan: 5/10

Dikkat: Spoiler içerir!

Bu filmi çok büyük umutlarla izledim. Ridley Scott yönetmiş, Russel Crowe ve Cate Blanchett oynamış! Konu da süper, daha ne isterim! Fakat film bittiğinde, tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Öncelikle şunu belirteyim, bu film Robin Hood hikayesi değil... Bambaşka bir şey, Magna Carta mı ararsınız, krallara diz çöktürme mi ararsınız ne ararsanız var. Robin Hood'un geriye dünyayı kurtarıp uçmadığı kalmış... Üstelik son derece uzun ve bir noktadan sonra ciddi anlamda insanı sıkmaya başlıyor. Oyuncular güzel, film güzel çekilmiş vesaire fakat hikaye fantezi ve karakterler boşlukta sallanıyor gibiler. Robin Hood'un doğuşu şeklinde planlanan film, antastik başka bir şeyler yaratmış ve bu esnada da sıkıcı olmayı başarmış. Gladyatör benzeri savaş sahneleri de insana beklediği kaliteyi vermiyor. Sonuçta benim için zaman kaybı oldu.

The Unborn




Dikkat: Spoiler içerir!

Puan: 5/10

Aynı temayı pişirip pişirip duralım ekolünden yeni bir korku filmi daha... Bir kızcağızın tuhaf rüyalarıyla başlıyor filmimiz. Bunları internetten bakarak yorumlayacağına bir arkadaşını arayıp, ona bir kitaptan psikolojik yorumları okutuyor. Bu arada arkadaşı da psikolojik yorumlara zırva demeyi ihmal etmiyor. Bir evde çocuk bakıcılığı yapan kızımız (ki son dönemlerde bu konuyla ilgili de epeyce korku filmi çevrildi), evdeki çocuk tarafından aynalı saldırıya uğruyor. Bize sürekli birinin doğmak istediği mesajı veriliyor ki, buradan kızın hamile kalması gerektiği fikrine kapılıyoruz. Kız da zaten bu yönde çalışmalar yürütüyor. Tam bu esnada film başka bir yöne kayıyor. Kızın annesi intihar etmiş ve bu arada kızın göz rengi değişmeye başlıyor. Kızın anne rahmindeyken bir de ikizi varmış. Bu ikiz de doğmak isteyen şahsın ismine sahip!?! Neyse kız annesinin eşyaları arasında yaşlı bir kadınla ilgili bir gazete kupürü buluyor. Bu kadın aynalara düşman ve onun da ikizi varmış... Ve aynı zamanda kızın anneannesiymiş!?! Bu arada diğer filmlerden farklı olarak bu filmde bir Musevi şeytan çıkarma olayına girmişler. Anneanneye ve ikizine naziler tarafından tuhaf bir deney uygulanmış... Bu deney sonunda da ikizinin içine öteki taraftan bir şey girmiş. Kadın da onu öldürmüş ve o şey de bunları takip etmeye başlamış. Kız bunları öğrenince, anneannesinden aldığı İbranice bir kitabı bir profesöre götürüyor ve sonra da bir ayin planlıyorlar. Bu şeytan mı ikiz mi artık her neyse arada milletin içine girip duruyor. Sonra çıkıyor filan takılıyor öyle ama kıza nedense girmiyor bir türlü. Ayin sonunda kurtuluyor kız ama doktora gidip hamile olduğunu ve ikiz beklediğini öğreniyor. Meğer oymuş proje! Ben anlattım, siz vakit harcamayın derim...

26 Kasım 2010 Cuma

Predators-Yeni bir soluk!



 Puan: 7/10

Dikkat: Spoiler içerir!

Bilimkurgu sevenler için şahane bir Predators versiyonu, serinin diğer tüm filmlerinden daha güzel. Açıkçası ben Predators fanı değilim. Hepsini izlemiş olmama rağmen bana çok fazla hitap etmiyor. Fakat konusunu pek beğenirim. Alien karşılaşmalarını da fazlasıyla yerinde bulmuştum. Bir Predator kiminle karşılaşması sorusuna en güzel cevaptı sanırsam. Adrien Brody'li bu bölüm ise birbirinden güzel sahnelere, fikirlere sahip. Yepyeni bir soluk gelmiş filme. Bir gezegeni sırf av amacıyla kullanma fikrini kim bulduysa çok iyi etmiş ve buna empati yaptığınızda gerçekten çok kötü hissediliyor. Biraz gereksiz de olsa gezegene atılan grup içerisine bir seri katilin konulması da filme güzel bir renk katmış. Başlangıç sahnesinden filmin dinamizmi anlaşılıyor. paraşütle düşerken uyanan Adrien ile açılışı yapıyoruz. Ve ardından bir paraşüt daha, bir tane daha... Ne olduğunu anlamaya çalışan bir grup insan... Birlikten güç doğar mantığıyla bir araya geliyorlar ve bulundukları yeri çözmeye çalışıyorlar. Fakat ne Amazon ne de Afrika... Güneş batmıyor, pusula yön göstermiyor. İlerledikçe durumlarını sorguluyorlar, bazıları deney diyor, bazıları fidye ve hatta bazıları öldüklerini bile iddia ediyor. Fakat sonunda gökte farklı gezegenlerin görüldüğü açık bir alana ulaşıyorlar. Filmin en güzel sahnesi de burası. Herkesin nefesi kesiliyor. Peki ya şimdi ne olacak? Bilimkurgu seviyorsanız, hele de Predators hayranıysanız mutlaka izleyin!